Click to rate this post!
[Total: 24 Average: 4.8]

Dosyanın avukatlarından Yaşar Doğan, İngiltere Yargıtay Mahkemesi'nde 26 Mart 2020’de duruşması gerçekleşen davada, kararın çıktığını açıkladı. Ayrıntılar ise şu şekilde:

Ne Olmuştu?

16 Mart 2018’e kadar, Türkiye vatandaşları, Ankara Anlaşması altında, 4 yıllık bir ikamet süresi doldurduktan sonra, kalıcı oturum alma hakkı kazanıyorlardı. Bunun için İngilizce dil şartı ve başvuru ücretleri de yoktu. Ankara Antlaşması metninde bulunan statükoyu koruma maddesine göre Home Office, İngiltere’de iş kuran Türkiye vatandaşlarına 1973’te geçerli olan Göçmenlik Kurallarını uygulamak zorundaydı.

2018 yılında Alagöz ve Aydoğdu olarak bilinen dava dosyalarında, Home Office’in Ankara Anlaşması altında verilen geçici oturumlarla ilgili kuralları değiştirme yetkisi olmadığına; ancak, kalıcı oturum haklarıyla ilgili kuralları değiştirme yetkisi olduğuna karar verilmişti.

Bu karar üzerine, Home Office, 16 Mart 2018’de aniden yürürlüğe girecek şekilde, kural değişikliğine gitmişti ve Ankara Anlaşmalılar için kalıcı oturum hakkı tamamen kaldırılmıştı.

3 ay sonra ise, Temmuz 2018’de kalıcı oturum hakkını ek yükümlülüklerle geri getirilmişti. İkamet süresi 5 yıla çıkarılmış ve dil ile kültür şartı ve £2389 başvuru ücreti getirilmişti. Bu karardan etkilenen kişiler ve avukatlar örgütlenerek karara karşı dava açmıştı.

 Yüksek Mahkeme, açılan davayı reddedince, dava temyiz yoluyla Yargıtay Mahkemesi’ne taşınmıştı.

Yargıtay Kararı

Davacılar, meşru beklenti kuralını vurgulamış, bu düzenlemenin geriye yönelik uygulanamayacağını savunmuşlardı. Yerel mahkeme ise meşru beklenti oluştuğunu kabul etmiş ancak bu değişikliğin kamu yararına alınmış orantılı bir tedbir olduğuna kanaat getirip davayı reddetmişti.

Yargıtay ise, Ankara Anlaşmalıların meşru bir beklentisi olabilmesi için, Home Office’in Ankara Anlaşması’yla ilgili kılavuzunda, eğer bir gün kurallar değiştirilirse, bunların mevcutta Ankara Anlaşması vizesi olanları geriye yönelik etkilemeyeceğinin net olarak yazılı olması gerektiğini söyledi. Kılavuzda böyle bir söz verilmediği gerekçesi ile, Ankara Anlaşmalılar’ın bu yönde meşru bir beklentisi oluşamayacağına karar verdi.

Bundan Sonraki Süreç

Yargıtay’ın kararına karşı bir itiraz yolu daha bulunmakta. Yüce divan yetkisine sahip Supreme Court’a temyiz başvurusunda bulunulabilir. Ancak bu durumda süreç daha da uzayacağından ve geriye uygulama kararından etkilenen kişiler için bu kararın işlevliği kalmayacağından bu yola başvurulması konusunda bir karar verilmiş değil.

Dosyanın avukatlarından Yaşar Doğan durumu şu şekilde açıkladı:

Supreme Court’a başvurmamız durumunda yine aylarca sürebilecek bir sürece girmiş olacağız. Bu nedenle, sonunda kazanırsak karardan faydalanabilecek insan sayısı giderek azalacak. Ama şöyle bakmamız gerekiyor. Bu bir hak mücadelesi ve bu kadar bariz yanlış bir kararı sindirmek çok güç. Haklı olduğumuzun mahkeme tarafından onaylanmış olması kendi içinde bir kazanım olacaktır. Bunun dışında sınırlı sayıda da olsa bundan yararlanacak insanlarımız olacak. Ayrıca kalıcı oturum için ödenmiş olan başvuru ücretlerinin geri ödenmelerini talep etmek için zemin oluşmuş olacak. Hukuken Supreme Court'a gitmek için yeterli ve güçlü gerekçelerimiz var, ancak maddi durumu ve sizlerin görüşlerini de dikkate alarak gidip gitmeme konusundaki değerlendirmelerimizi sürdüreceğiz’

Sizleri gelişmelerde haberdar edeceğiz.

Halil İbrahim Koca

Immigration Adviser

YUKARI